İçeriğe geç

Kirlenmek…

Hayat akıyor. İnsan ölümlü – sonlu bir varlık kocaman evrenin karşısında hem sınırlarla hem zorunluluklarla mücadele etmek durumunda.

Yaşarken  sürekli hem kendiyle hem dünyayla iletişim içinde , tüm bu yaşantılarından eteklerine , ceplerine taşlar topluyor. Olumsuz onlarca olay eteklerimize , ceplerimize doluyor. Zaman ilerliyor biz de hayatın içinde yürümeye devam ederken eteğimizdeki , cebimizdeki olumsuz , bizi rahatsız etmiş taşları referans alarak , önümüze gelen olayları , kişileri bu olumsuz referanslar ile tartıyoruz.

Cebimizde , eteğimizde biriktirdiklerimize “ tecrübe “ diyoruz . Ancak burada sorulması gereken bir kaç soru var gibi görünüyor. Tecrübe etmek ile kötü referansları alarak içselleştirmek arasında fark var mı ? Tecrübe ile kirlenmek arasındaki ayrımı yapabiliyor muyuz ? Kötü tecrübelerin birikimden sonra doğallığımızı , saf bakışımızı , iyi niyetimizi kayıp ediyor muyuz ?

Yaşadığımız kötü referanslar üzerinde düşünmek , hatalarımızı ayıklamak , kendi yaptığımız hatalarla , maruz kaldıklarımızı ayrıştırmak , becerebildiklerimiz ile beceremediklerimizi ayırmak , dersler çıkarmak çok önemli. Biten , arkamızda bıraktığımız olayın duygularını yaşamak , yüzleşmek insan olmanın , kendini yenden yeniden tanımlamanın gereği. Ancak bütün bu hesaplaşmalardan sonra , hayatın içinde dönüp devam ettiğimizde zihnimizdeki kötü tecrübelerin kılavuzluğunda olaylara bakış açımızı ayarladığımızda , her önümüze geleni , olumsuz , negatif açıdan bakarak tahlil etmeye başladığımızda ; iki şey bizi yanıltabilir. Birincisi olumsuzluklardan kirlendik mi , kirlendiğimizden dolayı kendimizi korumanın ötesinde biz de o olumsuza mı dönüştük , ikincisi bakış açımız iyi niyetli , saf ve olumlu olmaktan çıktı mı ? Bu iki sorunun ayrımı çok mühim gibi görünüyor.

Çok eleştirdiğimiz , cebimize , eteğimize koyduğumuz o olumsuz referanslara sahip kişilere dönüşüp dönüşmediğimizi kontrol etmemiz gerekiyor. Şiddete karşı çıkarken , karşı çıkmayı abartıp kendimizin şiddetin bir parçası olarak kontrolsüz tepkiye dönüşmesi gibi.

Kötü tecrübeleri fazla içselleştirmek , kendimizin de ona dönüşmesi ile sonlanabilir , bunun adına kirlenmek diyebiliriz.

Olumsuz yaşantıları , olumlu referans noktalarına dönüştürmek istiyorsak , üzerinde düşünürken içselleştirmekten , olumsuzun bir parçası olabilme oyununun dışında kalmamız gerekiyor.

Olumsuz yaşanmışlıklardan dolayı etkilendiğimiz tüm negatif noktaları  tekrar yaşamamak için kendi kılıcımız haline getirmeye benziyor sanki. Öğrendiğimiz olumsuz , negatif tavırları içselleştirerek yaşantımızda kendimiz adına uygulamakta bir değişiklik bir savunma olamaz mı ?

Yaşadıklarımız üzerinde düşünmek , olayın üzerimizde bıraktığı duyguları serbestçe yaşamak , olandan bitenden eksikleri gedikleri çıkarmak , kendimize olumlu bir yol haritası çizmeye yardımcı olmak için “ olumsuzlukları “ kullanmalıyız. Olumsuzlukları olumluya çevirmek için masaya yatırmalıyız. Onun bir parçası olmak için değil.

Tuhaf sonuçlar çıkardığımızda olumsuzu fazla içselleştirerek hayatımızın referans noktaları yaparak birden olumsuza dönüşmek , oradan hayata bakmak ve en önemlisi kirlenmek içten bile değil…

Social media & sharing icons powered by UltimatelySocial
Twitter
YOUTUBE
Instagram